1998'de PKK'nın Kaçırdığı THY Uçağının Film Gibi Kurtarılma Hikayesi
cumhuriyetimizin 75. yılı tüm yurtta büyük coşkuyla kutlanırken adana-istanbul seferini yapmak üzere adana şakirpaşa havalimanı'ndan havalanan thy uçağı, pkk'lı bir terörist tarafından, öcalan denen hainin suriye'den şutlanmasını protesto etmek bahanesiyle lozan'a indirilmek istenmiş ancak pilotun, teröristi lozan'a kadar uçmak için yakıt ikmali yapmaları gerektiğine ikna ederek sofya'ya ineceklerine inandırmasının ardından kaçırılan uçak sofya yerine ankara esenboğa'ya indirilmişti.
terörist kendisini sofya havalimanı'nda zannetsin diye cumhuriyet bayramı kutlamaları için asılan civardaki bütün türk bayrakları ve kutlama afişleri sökülmüş, pistin ışıkları söndürülmüş, teröristle yapılan görüşmeler esnasında civardaki camilerden sabah ezanı okutulmamıştı. yine uçağa yakıt ikmali yapacak tanker teröristin dikkatini çekip de ankara'da olduğunu anlamasın diye yakıt yüklü petrol ofisi tankeri yerine mobil'e ait bir başka tanker temin edilmişti.
pilotla birlikte telsizden kule görevlisi rolü yapan dönemin ankara emniyet müdür yardımcısı, teröristi lafa tutarken üniformalarını havaalanındaki görevlilerin sivil kıyafetleriyle değiştirdikten sonra üzerlerine uçağa yakıt ikmali yapacak personelin tulumlarını giyerek uçağa yaklaşan polis özel timleri ise uçağın arka kapısının, kabin amiri tarafından içeriden gizlice aralık bırakılması sağlandıktan sonra tulumlarını çıkarıp teker teker içeri sızarak yolcu rolü yapmış ve uygun an geldiğinde de, daha önce 3 öğretmen bir de polisimizi şehit etmiş olan teröristin kokpitten çıkarılmasını sağlayıp uzaktan yapılan epey bir zor atışla mıhlayarak pkk terör örgütünün ilk ve tek uçak kaçırma denemesini başarılı bir şekilde önlemişlerdi.
bu arada 11 eylül'den önce, kokpit kapılarının kabin ekibi tarafından da manuel olarak açılabildiği bir dönemde gerçekleştiği için pkk'lı terörist elindeki el bombasını patlatmakla tehdit edip kapıyı açtırarak içeri girmiş ve son olarak bu şekilde objektiflere takılmıştı.
27 yıl sonra gelinen noktaya baktığımızda bile, bu olaydaki gibi niyazileri gördükçe uğruna ölüp bittikleri öcalan'ın ''benim için mi öldüler?! ben onlara ''ölün!'' mü dedim?!'' sözleri (bu olaydan aylar sonra paketlenen öcalan, yakalanışını protesto etmek için kendini yakan sefil militanlarının ardından söylemişti bunu.) akla geliyor ister istemez.
ülkemizin en önemli günlerinde bile rahat durmayan bütün türkiye cumhuriyeti ve insanlık düşmanlarının akıbetinin aynı olması dileğiyle!