1982'de ASALA Tarafından Düzenlenen Kanlı Terör Eylemi: Esenboğa Katliamı
esenboğa katliamı; ermeni terör örgütü asala'nın türkiye'nin yurt dışındaki temsilciliklerine ve personeline yönelik saldırıları sürerken, türkiye içinde gerçekleşmiş ve zamanında büyük gürültü koparmış eylemdir.
7 ağustos 1982 günü ankara esenboğa havaalanında 2 asala militanı, bekleme odasındaki yolcuları rehin aldı. saldırıda, biri ankara emniyet müdür yardımcısı hamdi yahyaoğlu olmak üzere 2 güvenlik görevlisi, 2'si yabancı uyruklu 6 yolcu olmak üzere 8 kişi öldü, 72 kişi de yaralandı.
ermeni saldırganlardan biri çatışmada öldürüldü, levon ekmekçiyan isimli diğer saldırgan yaralı olarak yakalandı. sıkıyönetim mahkemesince idam edildi.
olayın hem en talihli hem de en talihsiz kahramanlarından biri şüphesiz sıtkı bekir sencer'dir.
7 ağustos 1982 günü, ailesiyle beraber havaalanına ablasını karşılamaya giden sencer, vakit geçirmek için restoranda beklemeye koyuldu. bir süre sonra, saat 16:00 sularında, ablasının da içinde olduğu klm uçağının havaalanın iniş anonsunun yapılmasıyla beraber silahlı iki kişi otomatik silahlarla ateş açarak restorana girdi. müşterilerin bir kısmı masa ve sandalyeleri devirerek restoranın arka kapısından kaçarken, kalan 25-30 kişi "hepsiniz buraya" (bozuk bir türkçeyle) lafı ile rehin alınarak duvar dibine dizildi. sıtkı sencer ise oturduğu sandalyenin üzerine gömleğini asarak teröristlerden gizlenmeyi başardı. aslında gayet ortada; teröristlerin çok yakınında, göz hizasından sadece biraz aşağıdaydı. fakat eylemciler heyecandan gözlerinin önünde duranı farke demediler. bu arada kendisi gibi gizlenmeyi başarmış yabancı uyruklu yaşlı bir bey ve bayandan oluşan çift de bu olayın bitmesini beklemekteydi.
gerginliğe ve 2 saat boyunca iki büklüm durmaya dayanamayan kadın ortaya çıktı ve teröristlerce vuruldu. aynı anda dışarıda müdahale etmek için hazır bekleyen polis de ateş açınca kıyamet koptu. kargaşadan faydalanan sıtkı gencer ağır olan sandalyeyi kaldırıp cama vurarak kırılan camdan aprona atladı. 5-6 metre yüksekten atlayıp zarar görmeyen sencer'in vücuduna 11 (3'ü el, 3'ü göğüs, 1'i ayak bileği, 1'i kol, ciğer, böbrek ve mesane olmak üzere) kurşun isabet etmişti. polis, gencer'i terörist zannederek üzerine kurşun yağdırmıştı. hastaneye de aynı zanla kaldırılan gencer'in ertesi gün gazetelerde apronda yaralı olarak yerde yatarken çıkan fotoğrafının alt metninde şu minvalde bir yazı yazmaktaydı: "teröristlerden biri canını kurtarmak için camı kırarak aprona atladı ancak yaralı olarak yakalandı. üzerinden sıtkı bekir sencer adına düzenlenmiş sahte bir kimlik çıktı."
1 ayı yoğun bakımda olmak üzere toplam 4 ay hastanede yattıktan sonra ancak kendine gelebilen sıtkı sencer, bu sırada polislerin garip sorularına muhattap kalarak fiziki açıdan yara aldığı polislerden bir de manevi anlamda darbe yemiştir. kovan sayısıyla çekirdek sayısının birbirini tutmadığı kendisine söylenmiş, adeta kayıp kurşunun hesabı kendisinden sorulmuştur. sencer ise bu sorulara, olaydan 2,5 ay sonra banyo yaparken sol kolunda kaldığını farkettiği mermi çekirdeğiyle yanıt bulabilecekti.
sıtkı bekir sencer, bugün istanbul'da yaşıyor ve kartal devlet hastanesi'nde kimya yüksek mühendisliğinden emeklidir.