1950'lerde Japonya'ya Bilinmeyen Bir Ülkeden Gelen Adamın Gizemli Hikayesi

1954'de Japonya, Tokyo'da bulunan Haneda Havalimanı'na Taured adlı bir yerden geldiğini söyleyen bir adam iner.
1950'lerde Japonya'ya Bilinmeyen Bir Ülkeden Gelen Adamın Gizemli Hikayesi
Görsel: YouTube/The Missing Mind

taured’li adam, 1954 yazında japonya’nın tokyo kentindeki haneda havalimanı’nda tuhaf tavırlarıyla dikkat çekiyor. olaylar, "taured" denilen bir ülkeden geldiğini söylediğinde ise farklı bir boyut alıyor. ne bugün, ne de olayın gerçekleştiği iddia edilen 1950'li yıllarda "taured" adında bir ülke yoktu.

hikaye, adamın japonya'ya vardıktan bir gün sonra ortadan kaybolmasıyla sona eriyor. dahası, pasaport ve ehliyet gibi tüm kişisel belgelerin ortadan kaybolması bu garip gizemin çözülmesi daha da zorlaştırıyor.

taured'li adamın geliş hikayesi, 1954 yılının temmuz ayında başlıyor

tokyo uluslararası havaalanı olarak da bilinen haneda havaalanı'na bir adamın geldiği söylenmektedir. bu adam sakallı ve beyaz tenli olarak tarif edilmiştir. ana dilinin fransızca olduğu söylenmekle birlikte, japonca ve diğer birçok dili de konuştuğu iddia edilmektedir. şu ana kadar anlatılanlarda olağandışı bir şey yok.

anlatıma göre, adam pasaportunu teslim ettiğinde, japon göçmenlik memuru garip bir şey fark ediyor. pasaport gerçek gibi görünse de, pasaportun verildiği ülkenin adı taured'di. ve böyle bir ülke yoktu.

hikaye, adamın göçmenlik memurlarını taured'in gerçekten var olduğuna ikna etmeye çalışmasını anlatıyor. gezgine göre taured, fransa ile ispanya arasında yer alıyordu ve o zamana kadar 1.000 yıldır varlığını sürdürüyordu.

bir harita gösterildiğinde, taured'li adam andorra prensliği'nin bulunduğu bölgeyi işaret etti ve ülkesine haritada neden farklı bir isim verildiğine şaşırdı. her iki taraf da pes etmeyi reddetti; japon subaylar taured'in var olmadığında ısrar ediyor, gezgin ise aksini savunuyordu.

sonunda adamın, suçlu olabileceğinden şüphelenildiği için polisler tarafından alıkonuldu ve geceyi geçirmesi için yakındaki bir otele yerleştirildi. adamın kaçmaması için odasının dışına da iki koruma görevlendirildi.

ancak ertesi sabah memurlar odaya girdiklerinde adamın ortadan kaybolduğunu fark ettiler. kaçışını nasıl gerçekleştirdiğine dair hiçbir iz yoktu ve hikayenin doğruluğuna kanıt olabilecek tüm kişisel belgeleri de ortadan kaybolmuştu.

taured'li adam zamanda ya da uzayda yolculuğun kanıtı mı?

taured'li adamın hikayesinden esinlenerek kitap yazan bryan alaspa ve jeremy bates de dahil olmak üzere pek çok kişi, bilim kurgu dünyasına ait tüm olasılıkları araştırarak bu tuhaf olayı açıklamaya çalıştı.

bu olayla ilgili en dikkat çekici açıklamalardan biri, taured'li adamın bir şekilde kazara paralel bir boyuttan geçerek tokyo'daki haneda havaalanı'na ulaştığıdır. bu mantık çizgisini takip eden hipotez, burada "andorra" olarak bilinen yerin, orada "taured" olarak bilinmesi dışında, bizimkine benzer paralel bir dünya olduğu yönündedir.

bir başka hipotez de adamın gelecekten gelen bir zaman yolcusu olduğudur, ancak bu yorum boyutlar arası yolculuk varsayımından daha sorunludur.

taured'li adamın hikayesinin birilerinin hayal gücünün ürünü olması ve sonunda bir şehir efsanesine dönüşmesi tamamen mümkün olsa da, benzer bir olayın gerçekten yaşandığı da öne sürülmüştür. daha sıradan olan bu hikaye her anlatılışında biraz daha süslenmiş olabilir, öyle ki sonunda bugün bile hayranlık uyandıran büyük bir gizeme dönüşmüştür.

snopes'a göre, bu popüler hikaye aslında "gerçek bir hikayenin büyük ölçüde süslenmiş ve fantastik bir versiyonudur." bu tuhaf hikayenin kökeni, 1959 yılında japonya'ya girmek için sahte pasaport ibraz ettikten sonra tokyo'da tutuklanarak yargılanan john allen kuchar zegrus'un, nam-ı diğer gizemli adam'ın gerçek hikayesinden esinlenmiş gibi görünüyor.

bu sahte pasaport, sözde tuarid eyaleti'nin başkenti olan tamanrosset'te düzenlenmiş ve bilinmeyen bir dilde yazılmış. tamanrosset aslında günümüz cezayir'inde gerçek bir vilayet ve şehir adı iken, tuareg ("g" ile) sahra bölgesinde yaşayan bir berberi etnik grubudur.

bu olay, 1960'larda ingiliz avam kamarasında sınır formaliteleri üzerine yapılan bir tartışmada, pasaportların sahteciliğe ne kadar yatkın olduğunun bir örneği olarak gündeme gelmiştir.

dolandırıcı "john allen kuchar zegrus" bir ülke, başkenti, dili ve hatta sahte bir pasaport icat etmeyi başarmıştı. daha sonra bu pasaportu orta doğu'da seyahat etmek için kullanmış, ardından da japonlar tarafından yalan söylerken yakalanmıştı. sonunda zegrus bir yıl hapis cezasına çarptırılmıştı ancak bunun nedeni japonya'da bozdurduğu sahte çeklerdi. nihai akıbeti bilinmiyor.

sadece biraz eğlence

bu kimlik sahtekarlığı hikayesinin bir şehir efsanesine dönüşmesi, bir facebook gönderisi sayesinde olmuş gibi görünüyor. söylenti ve kulaktan kulağa yayılma, medyanın tekrar eden doğruluk kontrolü eksikliği ve sosyal medyanın sahte haberleri hızla yayma kapasitesi ile birlikte büyük rol oynamıştır.

kaynak