18 Ay Erkek Gibi Yaşayan Ancak Depresyona Giren Norah Vincent'ın İntiharla Biten Deneyimi
norah vincent. abd'li eşcinsel ve kadın hakları aktivisti, lezbiyen yazar. ömrü boyunca erkeklerin toplum içinde ayrıcalıklı olduğunu, kadınların toplumsal rolleri nedeniyle acı çektiğini savunmuştur. bir gece travesti bir arkadaşıyla birlikte, eğlence olsun diye girdiği erkek kılığında dışarı çıkmış, her gün korku içinde yürüdüğü tehlikeli bir sokakta rahatça yürüdüğünü farkettiğinde kafasında bir lamba yanmıştır.
bu durumu kitabında şöyle anlatır:
"çoğunlukla, kimsenin ikinci veya üçüncü kez bakıp bakmadığını görmek için insanların yüzlerini tarayarak yürüdüm. ama kimse bunu yapmıyordu. garip bir şekilde, o akşam beni en çok etkileyen şey bu oldu. gerçek olan tek şey buydu ve çok önemliydi. yıllarca o mahallede yaşamıştım, erkeklerin günün büyük bölümünde kapılarda pusuya yattığı o sokaklarda yürümüştüm. bir kadın olarak bu sokaklarda görünmez bir şekilde yürüyemezdiniz. orada bekleyen erkekler için bir arzu nesnesi ya da en azından yarı şehvetli bir ilgi odağıydınız. o kadar güzel olmasan da ya da yeri doldurulacak bir korkak olsanız bile ilgi çekiyordunuz. her halükarda, asla tereddüt etmeden (erkeklerin) gözleri sizi caddede bir aşağı bir yukarı takip ederdi ve doğal olarak hakimiyetlerini ortaya koyarlardı. eğer bir kadınsanız ve orada yaşıyorsanız, aşağı bakmaya alışırsınız çünkü bu her gün oluyordu ve bu konuda yapabileceğiniz hiçbir şey yoktu.
ama o gece sağa sola çarparak, aynı verandaların, kapıların ve bar masalarının yanından geçtik. aynı erkek gruplarının yanından... ancak bu sefer bakmadılar. aksine tanıştıklarında, gözleri hemen ve uyumlu bir şekilde başka yöne baktı ve asla arkalarını dönüp tekrar bakmadılar. bana bakmayarak, -bilerek bakmayarak- bana gösterdikleri saygı, farklılık, hayret vericiydi."
evet bu deneyimden sonra ablamızın kafasında şimşekler çakıyor ve evreka diyor
"ben bunu yaşayarak ispat edeceğim, erkekler çok ayrıcalıklı ve kadınlar, erkekler tarafından eziliyor..." fakat işler hiç de öngördüğü gibi gitmiyor. her gün başka bir şok yaşıyor. girdiği erkek kılığı, kendisine acı ve hayal kırıklığı dışında hiçbir şey vermiyor. kadınların ve genel olarak toplumun kendisine karşı ilgisizliği, sevgisizliği ve merhametsizliği ablayı tüketiyor.
flört etmeye çalıştığı kadınlar yüz vermiyor, arkadaşlık bağı kurduğu erkekler duygularıyla ilgilenmiyor, iş yerinde hiçkimse destek olmuyor, yardıma ihtiyaç duyduğunda yanında kimseyi bulamıyor...
erkek kılığında geçirdiği 18 aylık süreci anlattığı kitabında tecrübelerini;
- başlangıç
- arkadaşlık
- seks
- aşk
- yaşam
- iş
- kişisel durum
- serüvenin sonu
şeklinde, sekiz ayrı konu başlığında yazmıştır.
kitabın kapanış bölümü ise tam ibretlik
mealen "erkeklerin henüz bir hareketi yok ve şüphesiz böyle bir hakları var" diyerek erkekleri örgütlenmeye teşvik ediyor, buna ihtiyaç duyduğumuzu söylüyor. (burada çok güldüm.) neyin hareketi ablacığım? herkes hareketlensin, erkek hareketlensin, kadın hareketlensin, ali hareketlensin veli hareketlensin. sen paşasın, ben paşayım, herkes paşa anladık da isyanımız kime? keke mi? kadın erkek savaşı mı olsun? hareketten muradımız ne bizim? hedef kim?
neyse, finalde kadın doğduğu için kendisini şanslı saydığını itiraf ediyor. "ben olduğum yerde, olduğum gibi kalacağım: şanslı, gururlu, özgür bir kadın olmaktan her şekilde çok memnunum."
vincent, ömrü boyunca savunduğu ideolojinin ya da fikirlerin temelsiz olduğunu idrak ettikten sonra bütün motivasyonunu kaybederek isviçre’de bir klinikte doktor kontrolünde intihar ediyor. tarih 6 temmuz 2022.
kitabın pdf formatına şuradan ulaşabilirsiniz.
Son söz
norah vincent hakkında izlediğim videolar vardı. erkek olmak kolay değil tabii... en basitinden işlenen suçlarda bile aynı suç olsa da kadın daha az ceza alıyor erkeğe göre. erkek güçlü olmak zorunda, erkek işinde iyi olmak zorunda, erkek hep bir şeylerin en iyisi olmak zorunda. sürekli yarış halinde olmalı bir erkek. evlenmiş de olsa mezara kadar karısı onu boynuzlamasın diye savaş vermek zorunda erkekler. evli olan babamın arkadaşı 100 şey yap bir şey yapma senden kötüsü olmaz der. erkekler sadece kadınlar tarafından değil, toplum tarafından da hor görülür. bir erkek bir kadının bir günde duyduğu iltifatı hayatı boyunca bir kere duysa ölene kadar unutmaz onu. öyle bir sevgisizlik, saygısızlık durumu var. kaldıramazsın tabii ablacım.
bir de kadın şunu görüyor: erkekler arasındaki arkadaşlık çok daha samimi, hesapsız. kadınlar arasındaki arkadaşlık ilişkilerini samimi bulamadığını söylüyordu o izlediğim videoda. bir gün erkekler bu dünyadan ellerini çektikleri zaman anlayacaksınız erkek ne demekmiş...