151 Bin Lirayla 45 Yıl Boyunca Hiç Çalışmadan Yaşamayı Düşünen Birinin Çılgın Planı
151 bin lirayla 45 yıl boyunca çalışmadan yaşamak... galiba babamın emekli ikramiyesiyle önümdeki 45 yıl boyunca uygulayacağım yaşam stili. babam 3 hafta önce 36 yıllık memuriyet hayatını sonlandırarak emekli oldu. biz daha fazla gelir diye bekliyorduk ama an itibarıyla hesabında 151.000 liralık ikramiyesi mevcut. bu ikramiyeyi tekrar hesaplasınlar, belki yanlış hesaplasınlar diye dilekçe verdik, ssk'ya. olur da gelirse 20-30 oradan geliri var, ama garantisi olmadığı için net parayı ekledim.
babam daha önce bankacılık geçmişi olan bir adam. kamuya, bankalar özelleştirilince 2002 yılında geçti. aslında normal bir memura göre daha düşük ikramiyesi, ama yine de fena sayılmaz. kendisi 65 yaşında, ve teorik olarak bir 65 yıl daha yaşamayacağının peşinen bilincinde. hemen emekli olduktan sonra, iş kuralım diye çeşitli istişareler içerisinde bulunduk. bunların bazılarını paylaşmak isterim: günde 25 bin adet midye satmak, üç farklı plajda günde en az 10 bin adet soğuk su satmak gibi fikirlerle gittim kendisine. arge vesaire hepsi tamamdı, ama kendisinin içine sinmedi. ''sana çiğ köfteci açalım, dur işte başında'' deyince sinirlendim ve kapıyı vurduğum gibi çıktım. sonra içerlenmiş, geçen hafta yanıma gelip ''benim bir ayağım çukurda, al oğlum kendine iş kur'' diyerek hepsini beklemediğim şekilde benim hesabıma havale etti.
ben de bu parayı iş kurmak gibi risk faktörü yüksek olan bir deneyim sonucunda hiç etmek yerine, hayatımı çalışmadan yaşama üzerine kurduğum için buna ön ayak olabilir mi diye düşündüm ve hakikaten de önümdeki 45 yıl boyunca çalışmadan yaşamama yetecek miktarda bir para olduğunu gördüm. 151 bin liranın 30 günlük faiz getirisi bazı bankalarda 2.400- 2.300 bandına çıksa da, bir banka ne kadar güvenilir olursa içlerinde kazık atma olasılığı en düşük olanı 2.150 yani yuvarlak hesapla 2.200 lira veriyor. şu anki asgari ücret 2.800 lira. yani her ay çalışmadan asgari ücretten neredeyse %15'lik, 20'lik az da olsa 2.200 lira geçiyor.
bu paranın yıllık 1 yıllık faiz oranı %18 olduğuna, bu paranın 1 yıllık net faiz getirisi: 28.605.30 lira yapıyor. biz bunu düz 29 bin lira deyip 45 ile çarpalım, ve bu ana para faiz getirisi ile birlikte net: 1.305.000 lira yapıyor. şu anda 31 yaşındayım. 45 yıl daha yaşayacağımı varsayarsak, toplam bu parayı bitireceğim zaman 76 yaşında olacağım. 76'dan sonra 5-10 sene daha yaşasam ne olur, yaşamasam ne olur, büyük ihtimalle yüksek tansiyondan ya da kalp krizinden geberir giderim. ancak, bu kalan 45 yılı en azından çalışma hayatının stresi, gündelik hayatın getirdiği monotonluk, bu monotonluğun bünyede yarattığı depresyon olmadan, paşalar gibi özgür ve hür irademe dayalı şekilde yaşarım. ana paranın erimemesi için, faizin yarısına dokunmamaya karar verdim. sadece hayatımı idame ettirebilecek, hayatta kalmamı sağlayacak kadar para harcayacağım, onun dışında halan her kuruşu, her lirayı direkt ana hesaptaki paraya aktaracağım. bu da faizin yarısı yapıyor, yani aylık 1.200 liram harcayabileceğim demek.
bu durumda tekrar faizin yarısını harcayacağıma göre, bu paranın yıllık net faiz getirisi 14.5 bin lira olur. bunu tekrar 45 ile çarparsak, 652 bin lira yapar. faizin yarısına dokunmam demek hem paranın erimesini engelleyecek, hem çalışmadan yaşamama olanak sağlayacak, hem de ana paranın katlanmasını sürdürecek. bu durumda, yaklaşık 3 haftadır ayda sadece 1.200 lira harcayarak, 45 yıl boyunca nasıl hayatta kalınır bunu araştırdım. ve galiba gereksiz birçok masrafı keserek, bunun başarabilecek bir yaşam stili olduğunu söyleyebilirim.
şöyle ki, 31 yaşındayım
şu yaşıma kadar hiçbir iş tecrübem olmadı. bir yerde stajyerlik yapmadım, yüksek gökdelenlerdeki public ofislerde ofis boyluk gibi bir iş deneyimim olmadı, bir yerde yarım günlük çalışmadım, kalfalık ve çıraklık geçmişim de yok. 31 yaşıma kadar deyim yerindeyse yattım. ticaret meslek lisesi, muhasebe ve vergi uygulamaları mezunuyum. aa şimdi hatırladım, yaz dönemi kısa süreliğine de olsa 3 ay bir muhasebecinin yanında çalışmıştım. neyse, pek önemi yok galiba. ancak, hesaptan kitaptan anlarım, bu işin altından galiba kalkabilirim. onulmaz bir hastalığım, tedavi edilemez bir rahatsızlığım yok. ancak çalışmak bana göre değil diyebilirim. yani ne oluyor ki? çalışıyorsun çalışıyorsun, eve gelene kadar saat 7-8 oluyor. yemek ye, biraz dinlen yat uyu, geri kalk sonra tekrar işe git. üç beş kuruş için günde 12 saat, yılda 400 saat neden çalışayım ya? en azından çalışmadan, kafam rahat şekilde yaşarım. onu da şöyle hallettim, detaylara geçelim.
151 bin liranın, faizini her yıl sabit 2.200 lira olarak aldım, ancak tabii ki bu orun değişiklik gösterecektir. ancak, hesaplamayı daha net ve doğru yapabilmemiz için hesabın doğruluğu için de net bir rakama ihtiyacım vardı.
genel masraflarıma bir bakalım, nelermiş?
-kira masrafım yok
-elektrik masrafım yok
-su masrafım yok
-telefon masrafım yok
-aidat masrafım yok
-yakacak masrafım yok
-internet masrafım yok
-kira masrafım yok, çünkü dedemlerin evinde yaşıyorum. dolayısıyla kira vermiyorum.
-elektrik, su, telefon, yakacak, aidat masrafım yok. çünkü hepsi dedemin emekli aylığından otomatik kesiliyor. babaannem 84 yaşında, sağlam görünüyor. 15 sene daha yaşasa, bunu 45 yıldan düşsek, 15 yılı yakacak, elektrik, su, telefon olmadan kurtarabiliriz. bu da sadece önümüzdeki 30 sene boyunca, bu masrafları ödemeye başlayacağım demek. babaannem sürpriz yapar, biraz daha yaşarsa 20 sene daha yaşarsa, sadece ama sadece 25 sene bunları ödeyeceğim demektir. o yüzden faizin yarısı olan 1.200 liralık tutara halen dokunmamış durumdayız.
-internet için annemin okul için aldığı hattı kullanıyorum. faturasını babam ödüyor, faturalı. o yüzden internet masrafım da yok.
bu durumda, başkasına ödetemeyeceğim, mutlaka cebimden çıkması gereken masraflar kalıyor
-mutfak giderleri
-kıyafet giderleri
-muhtelif kişisel ve genel temizlik bakım ürünleri
-mecburi sağlık harcamaları
-zaruri sosyal aktivite giderleri
-genel ihtiyaç harcamaları
-mutfak giderleri için, 3 tane besin kullanmayı düşünüyorum. onun dışında mutfak masrafı için tek kuruş harcamam. 30 günün, ilk 10 günü: makarna, ikinci 10 günü: mantı, son kalan 10 günü ise çorba içeceğim. bu sürekli aynı makarna, aynı çorba, aynı mantı olmak zorunda değil. yanında da bol bol su içeceğim, su ise beleş. ekmek tüketmeyeceğim, şişmanlamamam gerekiyor, şişmanlamak demek ekstra masraf ve hastane ücreti demek. sigortam olmadığını düşünürsek, tek taraflı beslenmeye vücudumu ne kadar çabuk alıştırırsam, vücudum buna o kadar çabuk adapte olur.
30 gün için 5 paket makarna, 5 paket hazır mantı ve 5 paket hazır çorba alacağım. bu 5 paketi ikiye bölüp 10 gün içerisinde tüketeceğim. illaki 10 gün boyunca sadece makarna yiyeceğim diye spesifik bir kural yok, ancak bu yemek yeme tablosunun dışına asla çıkmayacağım. yani gidip sefa pezevengi gibi 40 liraya zeytinyağlı ton balığı, ya da konserve barbunya pilaki falan alamam. bunu yaparsam, faizin yarısından fazla harcayabilirim ve bu da götüme girebilir. nasıl girebilir, faizin yarısından fazlasını harcamayı alışkanlık haline getirirsem, o zaman ana para eriyebilir ve saftirik babam gibi 36 sene olmasa da 10-15 sene çalışmak zorunda kalırım.
bu durumda ayda toplam 15 paket ürün alacağım. makarnanın en ucuzu 3.50, 5 paket için bu rakam: 17.5 lira, mantının en ucuzu 4.30 5 paket için bu rakam: 21.5 lira, en ucuz en dandik oralet tadında olan hazır çorbanın en ucuzu 3.70 5 paket için bu rakam: 18.5 lira olur.
30 günlük toplam mutfak masrafım:
17.5+21.5+18.5=57.5 lira.
bu rakam yıllık: 690 lira yapar.
45 yıl için: 31.050 lira yapar. of çokmuş ya.
sebzedir, meyvedir falan onları gider annemlerde yerim. olmadı gider market reyonlarından aşırırım, ne olacak 1-2 tane elmadan. kırmızı et, beyaz et gibi şeylere beş kuruş harcamam. vücudumu hem bu yiyeceklere alıştırırsam 45 yıldan fazla yaşamam zaten, o zamana kadar da para eriyeceği için zaten daha iyi olur, işime gelir. arada sırada gider babaannemin c vitaminlerinden içerim, vücudumdaki kiri pası alır ve c vitamini bildiğim kadarıyla sağlığa iyi gelen bir şey. bu durumda bu yiyeceklerin vücudumda oluşturacağı uzun süreli etkiyi az da olsa keser, c vitamini alacağım için. o da tamam.
gelelim kıyafet giderlerine
galiba kıyafet için de para harcamak zorundayım. 45 yıl boyunca aynı boxer'ı, pantolonu giymem galiba teorik açıdan mümkün değil. ancak, şu an dolabımı boşalttım ve yaptığım demirbaş sayımına göre toplam: 6 adet kot pantolon, 3 tane kumaş pantolon 2 tane ceket, 1 tane kışlık kaban, 3 tane pipiyi belli eden gri eşofman, 12 tane baskılı, baskısız karışık tişört, 5 tane uzun kollu gömlek, 17 adet likralı çorap, 13 tane boxer, 2 tane spor ayakkabım ve bir adet de kargo şortum var. yaptığım olasılık ve hesaplamalara göre bu kıyafetleri toplam 425 farklı şekilde kombinleyip giyebilirim. ancak, bize çeşitlilikten çok dayanıklılık gerekli. bu kıyafetleri çok ama çok dikkatli giymeliyim. çünkü eskimeleri demek, yeni kıyafet almam demek, bu da dolayısıyla para harcamam demek. ancak, aylık kıyafet için 40 lira ayıracağım. olur da bir yeri yırtılır ve yamamam gerekirse diye iplik, terzi için falan para ayıracağım.
kıyafetler eskitmemek için aklıma şöyle bir fikir geldi. asla sık sık eğilmeyeceğim, pantolonların dizi eskimesin. fazla hızlı yürümeyeceğim pantolonlar genişlemesin, belimden düşmesin. gidip kemere para bayılmayayım. pantolonlar, kaban, tişörtler, çoraplar 10 sene daha gider. ancak, boxerlar falan dayanmaz gibi, zaten şimdiden bazıları sökülmüş. bir de bazıları çok dar ve affedersiniz sikime yapışıyor ve bu da beni rahatsız ediyor. bunun için de şöyle bir çözüm buldum, 10 yıl içerisinde 5 tane boxer alacağım. yani 45 yılda 25 tane ekstra 40 liranın dışında para harcayacağım. boxerlar 10 lira falan. ayakkabıları falan zaten değiştirmeme gerek yok, zaten evden dışarı çıkan bir tip değilim. günün 19 saatini falan uyuyarak geçiriyorum, sadece yemek yemek için uyanık olurum. bir de çizgi roman falan okumak için. o yüzden kıyafetlerin eskimesi imkansız. bir de küflenmesin falan diye naftalin alırım yıllık, o da 5 lira.
bu durumda kıyafetler için harcayacağım aylık ücret: 40 lira.
bu rakam yıllık: 480 lira
45 yıl için:21.600 lira yapar.
senelik ekstra naftalin için 5 lira ve her 10 yılda tanesi 10 liradan 5 tane boxer alacağımı da düşünürsek, ekstra:
225+250=475 lira harcayacağımı da eklersek, 45 yıl boyunca kıyafet masrafları bana net:
22.075 bin liraya mal olacak. of lan. para bak.
gelelim muhtelif kişisel bakım ürünlerine
parfüm, deodorant, diş macunu, duş jeli, şampuan vesaire kullanmam. her ay bir kalıp büyük sabunlardan alırım, yüzümü onunla yıkarım, duşumu onunla olurum, zaten kelim, saçımın yıkanmasına gerek yok, çünkü saçım yok. bir de 12'li rulo tuvalet kağıdı alırım. her yerde onu kullanırım, temizliğe önem veririm. diş macununa para harcamam, ağzımı suyla bir güzel çalkalarım kir pas kalmaz. parfüm, deodorant gibi para tuzağı şeylere para kaptırmam, hem sağlığa zararlı. bu bana daha da zararlı, çünkü sağlığımı etkilerse hastaneye gitmem gerekebilir. ha bir de içinden 10 tane çıkan jiletlerden alırım, sakalım çıkıyor ve bir de diğer yerlerimi falan tıraşlamam gerekebilir. sabunun fiyatı 7 lira, rulo tuvalet kağıdının en ucuzu, en kayış gibi olanı 12 lira, en dandik kesmeyen, yüzün içine sıçan jiletin paket fiyatı 13 lira. eve için temizlik ürünleri almama gerek yok, ya da çamaşır için. hepsini suyla yıkarım, mis gibi su bütün kiri pası alır akıtır. çamaşırlar için, keskin lekeler olursa sabundan faydalanırım. hazır tabak kullanacağım için, sadece tencereler için temizlik ürünü alırım diye düşündüm ama onu da suyla geçiştiririm diye düşündüm. lekeler çıksın diye suyu tazyikli açarım ve tüm lekeler gider.
toplam aylık kişisel ve genel temizlik ürünlerine harcayacağım tutar: 32 lira
bu rakam yıllık:384 lira
45 yıl içinde temizlik için harcayacağım tutar:17.280
çok şükür harcama yapmayacağım bir şeye geldim: sağlık için 5 kuruş para ödemem
annemler gazi mahallesi'nde oturuyor, dedemlerin evi aydınlıkevler türkiş blokları'nda. bazen annem fırında lazanya, makarna falan yapıyor ve beni çağırıyor. oturduğum yerden onların evine kadar, toplu taşıma ücreti ödememek için yürüyorum. bu yürüme eylemi bacaklarımı aralıksız 1 saat 22 dakika boyunca kullanmamı sağlıyor. bu bacak kaslarının daimi rölantide çalışması, kalp ve diğer damar tıkanıkları gibi rahatsızlıklar için çok önemliymiş. yürüyüş, egzersiz yapıyorum. daha önce de dediğim gibi onulmaz bir rahatsızlığım yok, kolay kolay da hastalanmam. geçen gün aile hekimine gitmiştim, ve benim check- up sonuçlarım için ''bu var ya bu münir özkul'dan bile çok yaşar'' deyip gevrek gevrek sırıtmıştı, hemşire de ''çok haklısınız hocam, çok'' diyerek bunu onaylamıştı.
sağlık için harcamam: 0 lira
45 yıl içerisinde yine de olur da öyle bir hataya düşer ve hastalanırsam diye ben 15 için 100 liralık bir bütçe ayırayım.
bu da 45 yıl için 300 lira yapar.
zaruri sosyal aktiviteler için harcayacağım tutara gelelim
arkadaşım, sevgilim, ahbabım, sevenim ve sayanım yok. kendimi bildim bileli yalnızım. en son kız arkadaşım olduğunda galiba 12 adalar halen verilmemişti. bu durumda, gereksiz doğum günü partileri, yılbaşı geceleri, asker geceleri, kına, nişan, düğün, yaz partileri, ev partileri, sözlük zirveleri gibi çeşitli saçma para tuzağı olan etkinliklere para kaptırmam mümkün değil. ancak, para gerektiren sosyal aktiviteler konusunda ne kadar cimriysem, para gerektirmeyen amiyane tabirle beleş olan her sosyal aktivite için bir o kadar bonkör ve sosyalim. 9. kattaki gıyasettin amca ile tavla saatlerimiz, b blok'taki düriye teyzeyle her sabah 10 gibi bankta oturup kuşlara yem atma ritüelimiz var. bunların dışında yine tek başıma, balkona veya terasa çıkıp uçakları izliyorum, kaç tane fujya renkli araba geçtiğini sayıyorum ve şu ana kadar sıfır tane sayabildim. bunun dışında, annemlere gidip oturuyorum. babamla konuşuyorum, sohbet ediyorum. illaki cebimden para çıkması gerekmiyor. görüldüğü üzere oldukça da sosyal bir adamım.
sosyal aktiviteler için aylık 0, yıllık 0, 45 yıl içerisinde 0 lira harcarım.
genel ihtiyaçlar için harcayacağım tutara gelelim
bu da yok gibi. hayatımda 31 yaşıma kadar ağzıma: sigara, alkol sürmedim. hatta o kadar sağlıklı ve risk almadan yaşarım ki, şu yaşıma geldim: koluma platin takılmadı, aşırı sakız tüketimine bağlı laksatif etkiye maruz kalmadım, örgütsel döküman görmedim, karakola ifade vermeye çağrılmadım, müşteki olarak adım bir dosyaya yazılmadı. canım bir şey çekmez, ne bileyim öyle abur cubur gibi sağlıksız gıdaları zaten ekstra sağlık giderleri olmasın diye tüketebilmem söz konusu bile değil. seks hayatım olmadığı için kondoma para harcamam, başka ekstra oyun konsolum yok, bilgisayarım var bir tane 20 sene daha gider, ama bozulursa da yenisini almam. onun dışında neye ihtiyacım olabilir diyorum, yok yani lan aklıma gelmiyor.
bunun içinde aylık 0, yıllık 0, 45 yıl için sıfır lira harcarım.
şimdi genel olarak aylık, yıllık ve 45 yıl için ne kadar harcadığımı hesaplayalım.
aylık: 129.2 lira
yıllık:1.550 lira
45 yıl içinde ise toplam: 370.405 lira.
faizin sadece yarısını harcarsam ne kadar paramız oluyordu, 45 yıl içerisinde? 652 bin lira.
652 bin liradan, 45 yıl içerisinde sadece yaşamak için harcayacağım parayı çıkaralım ve 76 yaşımda cebime ne kadar kaldığını bulalım.76 yaşıma geldiğimde ana paradan, cebime kalacak net para: 281.595 lira. ahahaaha, güzel güzel, neredeyse 300 bin lira kalıyormuş. bak böyle yarısını harcadığıma üzülüyordum ama, bu tabii ki faizin yarısını harcayacağımı varsayarak bulduğumuz rakam.
oysa ben 2.200 liralık faizin yarısı olan 1.200 liranın tamamını değil ayda sadece, 129.2 lira harcıyorum. bu durumda ilk başta hesapladığımız 1.305.000 baz alalım. çünkü neredeyse faiz getirisine hiç dokunmuyoruz. bu durumda tekrar 76 yaşıma geldiğimde cebime kalacak parayı bulalım: 934.595 bin lira. ahahahaha! lan çalışmadan neredeyse 1 milyon lira türk lirası kalıyor. olur da 76'dan sonra biraz daha yaşarsam 10 sene falan, o zaman da her yeri gezerim, har vurup har savururum. zaten çoluğum çocuğum, karım falan olmayacağı için sorumluluğum da olmayacak ve 45 yıl sabretmenin mükafatını yaşatırım kendime. ya da yok ya vazgeçtim o kadar parayı yemem 934.595 liranın 4.595 liralık gediğini yer 930 bin lirayı da hayvan koruma derneklerine bağışlarım.
lan, bak sizler o kadar sene kariyer yapıp, eşek gibi çalışacaksınız bir dikili taşınız olmayacak, ben 45 sene yata yata, 930 bin lira biriktireceğim. ahahah yaşa lan baba, iyi ki çalıştın, ama ben çalışmayacağım.
yaşasın ya.