13 Sayısının Uğursuz Olduğu İnancı Nereden Geliyor?
13 rakamının uğursuzluğu ile ilgili ilk kaynağın, babil kralı hammurrabi'nin yazdırmış olduğu hammurrabi kanunlarında geçtiği düşünülmektedir. düşünülmektedir diyorum çünkü bu kanunlar içerisinde 13 sayısının uğursuzluğu ile ilgili bir söylem yoktur, bu fikrin ortaya çıkmasının nedeni bu kanunlarda 13. madde olmamasıdır.
hristiyanlık açısından ise durum farklıdır. şöyle ki;
tarihte birçok toplumda 13 rakamının uğursuzluğuna inanılsa da batılı (hristiyan) ülkelerde bu sayının uğursuzluğuna inanma nedeni hz. isa'nın son akşam yemeğidir. hz. isa’nın çarmıha gerilmesinden önceki son yemeğinde toplam 13 kişi bulunuyordu: hz. isa ve 12 havari. bu nedenle hristiyanlarda akşam yemeğinde 13 kişi bir araya gelirse, bunlardan birinin başına bir felaket geleceğine inanılmakta. bununla beraber 13; uğursuz, lanetli ve ölümü çağrıştıran bir sayı olarak kabul edilmekteydi.
iskandinav mitolojisinde ise 13 ile ilgili şöyle bir olay anlatılmaktadır:
tanrı odin'in ölen kahramanların ruhlarının sonsuz mutluluk içinde yaşadıkları sarayında bir ziyafet verilmektedir. bu ziyarete 11 kişi davetlidir. bir de daveti düzenleyen tanrı odin'in oğlu baldur bulunmaktadır. tümü birden 12 kişi olmaktadır. ancak ziyafete çok kısa süre sonra davetsiz bir misafir gelir. bu, baldur'un ölümüne yol açan kötü bir ruhtur aslında. olaya göre bu kötü ruh 13. kişi olduğu için 13 sayısı uğursuz sayılmaktadır.
13 rakamının uğursuzluğu herkes tarafından kabul görse de, 1881 yılında william fowler adında bir amerikalı bu 13 uğursuzluğunun veya lanetinin olmadığını herkese ispatlamak için bir kulüp kurdu. adı thirteen club, yani on üçler kulubü.
13 ekim 1881 de ilk toplantısını yaptı. bu toplantıda tahmin edeceğiniz gibi 13 kişi bulunmaktaydı. hep beraber yemek yediler ve toplantı sonrası hiç bir şey olmadı. kimsenin başına bir şey gelmedi, bir sonraki ay bir daha toplandılar yine bir şey olmadı. artık hiç şüpheleri kalmamıştı ve bırakın 13 kişinin yemekte bir araya gelmesini, artık toplantılarda ayna kırmaya, merdiven altından geçmeye, siyah kedi getirmeye ve tuz dökmeye başladılar.
ünleri hızla yayılmaya başladı. ingiltere'de, fransa'da ve daha birçok ülkede şubeler açılmaya başladı. fowler, 13 ün uğursuzluğunu reddetmeyi bir tarafa bırakın uğurlu bir sayı olduğunu iddia etmeye başladı. derken onüçler kulubünün 13.toplantısı geldi çattı. 13 kişi toplandı. yemek yedi, içti. yine rutin ayna kırma, merdiven altından geçme gibi herkesin uğursuzluk getirdiğine inandığı hareketleri yapıp toplantıyı sesiz sedasız bitirip ayrıldılar.
ertesi gün oldu. herkes bu toplantı sonucunda bir şey olup olmayacağını merak ediyordu. diğer on iki yemek sonrası bir felaket olmamıştı, ama bu yemek 13. yemekti. bir şey olacak mıydı?
derken, beklenen şey olmuştu: hiç kimse ölmemişti...