100'den Fazla Bebeği Öldüren Japon Seri Katili: Miyuki Ishikawa
1897’de japonya'nın miyazaki eyaletinde doğan miyuki ıshikawa zengin bir aileden geliyordu. tarihçiler 1945’ten önce sadece zengin japon kadınların üniversiteye gidebildiğini söylüyor. bu yüzden ıshikawa’nın eğitimini tokyo üniversitesi’nde tamamlaması ailesinin zenginliğinin bir göstergesiydi.
üniversiteden sonra kotobuki doğum hastanesinde ebe olarak iş buldu. ve ailesinin isteği üzerine takeshi ıshikawa ile evlendi, ancak çocukları olmadı. daha sonra ıshikawa, hastanede yükselerek müdür oldu. bir ebe olarak deneyimi eşsizdi ve birçok müşteri, hizmetlerinden memnundu.
ancak 1940’larda japonya, bugünün japonya’sından çok farklı bir yerdi. ikinci dünya savaşı’nı takip eden yıllarda gıda kıtlığı gerçek bir sorundu. müttefiklerin tren hatlarını bombalaması tedarik zincirinin bozulmasına neden oldu ve savaş sırasında malzeme eksikliği ülkenin her yerinde kıtlıkla sonuçlandı. bazen insanlar sadece bir kase ramen alabilmek için saatlerce sıraya girerdi. sonuç olarak, birçok kadın ya çocuklarını doğum hastanelerine bırakacak ya da açık havada ölüme terk edecekti.
büyüyen bu sorunla karşı karşıya kalan miyuki ıshikawa, akla hiç gelmeyecek bir şey yaptı... ıshikawa, o sırada japonya’nın sosyal ve finansal hizmetlerinin eksikliği nedeniyle hastanesindeki bebeklere gereken bakımı sağlayamadı. ölen çocukların son sayısı belirsiz olsa da, uzmanlar en az 103 bebeği öldürdüğüne inanıyor.
miyuki ıshikawa hizmetleri için ödeme talep etmeye başladığında sorunlar ortaya çıktı. ıshikawa ve kocası, büyük toplu ödemelerin ailelere, çocuğu yetişkin bir birey haline getirmekten daha ucuza mal olacağını iddia etti. çift, yerel koruma ofisini atlatmak için bebeklerin ölüm belgelerini tahrif eden shiro nakayama adlı yozlaşmış bir doktorla birlikte çalıştı.
plan 1948 yılına kadar keşfedilmeyecekti; şans eseri ele geçirilen bir bulgu “şeytan ebe”nin tutuklanması, yargılanması ve mahkum edilmesiyle sonuçlandı. 12 ocak 1948’de devriye gezen polis memurları, miyuki ıshikawa’nın beş kurbanının kalıntılarını keşfetti. otopsiler, bebeklerin hiçbirinin doğal sebeplerden ölmediği sonucuna vardı. ıshikawa ve kocası daha sonra tutuklandı.
ancak savcılar bir engelle karşılaştı. ıshikawa, çocukların ebeveynleri tarafından terk edildiğini ve bu nedenle ölümlerin ıshikawa ve kocasının değil, ebeveynlerin suçu olduğunu iddia etti. japon halkı bu iddiayı destekledi ve sonunda miyuki ıshikawa cinayetlerdeki rolü nedeniyle sadece sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı.
kocası ve dr. nakayama’nın her biri dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. yüksek mahkemeler, ıshikawa’nın suçlarını amerikan mahkemelerindeki “kasıtsız adam öldürmeye” benzer “ihmal suçları” olarak gördü, bu yüzden cezası bu kadar hafifti.
miyuki ıshikawa davasının çok daha etkili bir sonucu daha vardı: kürtajın yasallaştırılması. ıshikawa cinayetlerinden önce japonya’da kürtaj yasa dışıydı. (akademisyenler bunun ülkedeki istenmeyen çocuk krizine katkıda bulunduğuna inanıyor.) ancak ıshikawa’nın tutuklanmasından yaklaşık altı ay sonra ekonomik nedenlerle kürtajın yasallaştırılmasının yolunu açan annenin vücudunu koruma yasası kabul edildi.