100 Saat Sürüp 4000 Kişinin Ölümüne Sebep Olan El Salvador ve Honduras'ın Futbol Savaşı
orta amerikanın yüzölçümü en küçük olan ülkesi el salvador kilometre kare başına 160 kişiyle tüm amerika kıtasının en yoğun nüfusuna sahip. bir tarım ülkesi olan el salvador’da toprak ağaları yüzünden köylülerin üçte ikisinin hiç toprağı yok. bu topraksız köylüler kurtuluşu honduras’a göç etmekte görmüşler.
honduras, el salvador’un 6 katı toprak büyüklüğüne, yarı nüfusa sahip ve hiç tarıma açılmamış arazileri var. salvadorlular honduras’ta köyler kuruyorlar ve yaklaşık 300000 nüfusa ulaşıyorlar. 1960’larda honduraslı köylüler arasında çıkan bir huzursuzluk sonucu honduras hükümeti bir toprak reformuna kalkışıyor. fakat abd’ye bağımlı oligarşik hükümet gerek oligarşi topraklarına gerek united fruit company’nin muz plantasyonlarına dokunmuyor ve salvadorluların yerleştiği toprakları honduraslı köylülere dağıtmayı planlıyor, bu da salvadorluların yurtlarına geri dönmeleri demek oluyordu. el salvador’sa zaten bir köylü ayaklanmasından çekindiği için bunu kabul edilemez buluyordu. iki ülke arasındaki ilişkiler oldukça gergindi. iki ülke medyası diğer taraf aleyhine sürekli kışkırtıcı bir propaganda halindeydi.
maçlara gelirsek, ki bir savaş yaşandıktan sonra skorun ne önemi olabilir ki, ilk maç 8 haziran 1969’da honduras’ın başkenti tegucigalpa’da yapılmış, bütün geceyi otellerini saran fanatik honduras taraftarlarının gürültüsü ve tahriği yüzünden uykusuz geçiren el salvador takımı son dakikada roberto cordunanın golüne engel olamamış ve maçı 1-0 kaybetmişti.
maçın hemen ardından el salvador’da televizyonunun başında maçı izleyen 18 yaşındaki amelia bolanios babasının silahını kalbine dayayarak tetiği çekecekti. ertesi gün salvador gazetesi el nacional, “genç kız, vatanının yıkılışını görmeye tahammül edemedi” başlığını atıyordu. bolanias televizyondan canlı yayınlanan neredeyse tüm başkentin katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi. gerginlik arttı.
ikinci maç bu gergin ortamda yapıldı. bu kez uykusuz olan takım doğal olarak honduras’tı. stadyuma halk linç etmesin diye askeri araçlarla götürülen honduras milli takımı orada da büyük tacize uğradı. 3-1 biten maç sonucu honduras antrenörü “kaybettiğimiz için çok şanslıyız” diyordu. zırhlı araçlarla havaalanına götürülen honduras ulusal takımı eve sağ salim dönerken onları desteklemeye gelen taraftarları sınıra canlarını zor attılar. iki taraftar ölmüş, yüzlercesi hastanelik olmuş, 150 honduras plakalı araç yakılmıştı. iki ülke arasındaki sınır kapatıldı.
bir müddet sonra, 14 temmuz 1969’da ise savaş başlayacaktı. savaş 4 gün yaklaşık 100 saat sürdü. büyük latin amerika ülkelerinin devreye girmesiyle savaş durduruldu. savaş berabere bitti. sınır aynı kaldı. salvadorlu köylülerin bir kısmı yurtlarına dönerken, bir kısmı honduras’ta kaldı. savaş her iki ülkede milliyetçiliği, ve dolayısıyla askeri iktidarların gücünü perçinledi. olan yine halklara oldu. kazanan yine siyasi çıkarlarını kaybetmeyen oligarşi oldu.
tüm latin amerikada futbolun tarihi siyasi tarihle paraleldir. başarılı sonuçlar sonrası hükümetler kalır, başarısızlık sonrası giderler. örnek isteyen 1978 dünya kupasında iktidarda olan askeri cuntanın, iktidarı kaybetmemek için yaptırdığı arjantin-şili maçındaki şikeyi hatırlayabilir. latin amerikada futbol ne yazık ki biraz kanla yoğrulur hep.